KAYIT OL
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Geleceğin Meslekleri.

Aşağa gitmek

Geleceğin Meslekleri.  Empty Geleceğin Meslekleri.

Mesaj  Sercan Usta Salı Ağus. 31, 2010 1:41 am

İlerde 20 yıl sonra kız istemeye filan gidince Kız tarafı soruyor..
-Oğlumuz ne iş yapıyorlar.
-Efem Oğlumuz e-itibar yöneticisi ..
Geleceğin Meslekleri.
Zaman
hızla geçip; yaşam tarzlarımızı, ilgilerimizi ve hatta ekonomik
sistemlerimizi çok büyük bir hızla değiştiriyor. Daha şimdiden,
önümüzdeki yüzyılın ekonomisinde oluşacak yeni iş kolları ve meslekler
konuşulmaya başlandı bile. Bu mesleklerden bir kısmı şu anki iş
kollarının daha gelişmiş hâli bir kısmı da hepimiz için tamamen yeni ve
son derece uçuk. Şimdi, hayal gücümüzü biraz zorlayalım; önümüzdeki
yüzyılın ekonomik sistemindeki yeni mesleklere bir bakalım...

İNTERNET ARKEOLOGLUĞU:
Önümüzdeki
dönemin en ilginç mesleklerinden biri. İnternet’teki bilgi çokluğu ve
kirliliği içinde, aranılan bilgiye ulaşmak, hayati önem taşıyor. Bir
düşünün; bundan 30 yıl sonra, bugün İnternet’te yer almış ve sizi çok
ilgilendiren bir haberi bulmanız gerektiğinde ne yapacaksınız? İşte,
İnternet arkeologları, tam bu noktada devreye giriyor; ihtiyacınız olan
bilgiyi, gereksiz bilgi yığınlarının içinden, hasar vermeden, ince bir
işçilikle çıkarıp size sunuyor.
İnternet bu hızla değişip gelişirken;
arşivi tutulmamış, yenilenmemiş, hatta kapanmış siteler içinde bile bu
çalışmayı yapabilen arkeologlara çok işimiz düşecek gibi görünüyor.
Gerçi konu İnternet olunca, “Çılgın Türkler” olarak bizler, elin
yabancılarının bir asır sonra yapacağı muhabbeti şimdiden yapıyoruz.
Örneğin, “Bir Youtube vardı, hatırlar mısınız?” Bu da, İnternet’te
onlardan bir asır daha ileride olduğumuzu gösterir; ne kadar övünsek az!

E-İTİBAR YÖNETİCİLİĞİ:
Bu
meslek grubundakiler, bir önceki meslek grubu olan İnternet
arkeologlarının yaptığının tam tersini yapıyor. Yani hakkınızda çıkan,
sizi ilgilendiren haberler ve “kalıntılar” arasından olumlu olanları ön
plana çıkarıp, olumsuz olanları İnternet’in karanlık odalarına
hapsediyor.
Böylece, sanal âlemdeki itibarınızı, istediğiniz şekilde
yönetmeniz mümkün oluyor. İlk buluşma öncesinde bile müstakbelimizin
ismini Google’lamadan evden çıkmayan bir nesil olarak, e-itibar
yöneticilerine, son derece ihtiyaç duyacağımız kesin.

DUYGU TASARIMCILIĞI:
Hemen
heyecanlanmayın; bugünlerde benzincilerde satılan “Karşı Cinsin
Duygularını Coşturan Kahve”ler kadar mucizevî bir buluştan
bahsetmeyeceğiz. Kastettiğimiz, kitlelerin duygu yoğunluklarına,
hislerine göre geliştirilecek olan yapay zekâ ve sanal ortam
uygulamaları. Bu da, gelecekte reklamcılığın bir parçası olacağı
söylenen bir kavram.
Kararları biz veriyoruz zannederken, kişileri
atlayıp karar aşamalarında doğrudan beynin karar merkezlerine etki
edecek uygulamalardan bahsediyoruz, bu noktada. İçimizden bir his,
durmadan; bunu al, şunu yap, bunu sevme diyecek. Korkutucu değil mi?
GEN HARİTACILIĞI:
İnsan
vücudunun gizemlerini çözmek, TV’de belgesel izleyip mısır yiyerek “Vay
anasını be!” demekten fazlasını gerektiriyormuş maalesef. Gen
haritacıları, vücudun gen haritasını çıkararak kişiye özel tedaviler
geliştirmekle kalmayacak, bir de bu haritalar sayesinde, hastalıklara
daha oluşmadan çareler bulabileceklermiş; haydi hayırlısı. İnsan sağlığı
ve neslinin geleceği için, doktorlar, gecesini gündüzüne katmış
çalışmaya devam ediyor yani!
Gerçi ben hâlen dişçi koltuğuna
oturduğumda, çocukluğumdan beri duyduğum aynı matkap sesiyle irkilmeye
ve aynı dayanılmaz acıları çekmeye devam ediyorum; bu vesileyle de,
başta İsviçreli bilim adamları olmak üzere, ilgili herkese, tıp
biliminde daha hızlı çözümler bulmaları hususunda buradan haykırıyorum!

İKLİM DEĞİŞTİRME UZMANLIĞI:
Dünyanın
geri kalanı, bizim gibi “Havalar nasıl olursa olsun, sizin havanız iyi
olsun!” deyip kendini rahatlatamadığı için, zavallı bir şekilde küresel
ısınmadan korkmaya devam ediyor! Bu korku, gelecekte, iklime müdahalede
bulunmaya kadar varacak ve iklim geliştirme uzmanlığı diye bir meslek
icat edilecek. Bu uzmanlar, küresel ısınmayla mücadele gibi uzun vadeli,
ulvi amaçların yanı sıra, dönemler ve bölgeler bazında da iklimleri
kontrol etmeye çalışacak.
Bu yolla, doğal afetlerle mücadele
edileceği gibi, tarımda verimliliğin de artırılabileceği düşünülüyor.
Fantezi bu ya, günün birinde, ülkemizden iyi iklim mühendisleri çıkarsa,
belki sadece ilkokul kitaplarında kalan “Türkiye kendi kendine yeten
bir tarım ülkesidir.“ saptaması da gerçek olur; kim bilir? Ama görünüşe
göre; Türkiye, Haziran ayının ortasında, şehirleri sele teslim
olduğundan, “doğal rafting ülkesi” şeklinde anılmaya devam edecek gibi
görünüyor.

SANAL MECRA YÖNETİCİLİĞİ:
İddiaya
göre, gün gelecek sanal âlemde temsil edildiğimiz mecralar o kadar
çoğalacak ki, bu işe kendimiz yetişemeyeceğiz. Tüzel kişiler için
abartılı olduğunu düşündüğüm bir iddia olsa da, fi rmalar için bu durum
ufak ufak oluşmaya başladı bile. Marka yönetiminin hiç azımsanamayacak
önemdeki bir parçası da, markaların sanal mecralarda yönetimi oldu.
Markanın
Facebook sayfasının, Twitter profi linin ya da başka sanal mecralardaki
temsilinin ciddi bir önemi var. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanımızın
Twitter hesabı açması, bu konudaki ciddi bir deneyimdi mesela. Bu
konuyla ilgili bir danışmanının olması güzel; bu danışmanın gün içindeki
mesaisinin şeklini hayal etmek, daha da güzel!

UZAY REHBERLİĞİ:
İşte,
tam biz Türklere göre bir meslek! Yurt dışında hizmet veren turist
rehberlerimizin, pekâlâ uzayda da tekrarlayabilecekleri dillere destan
başarılarını, nevi şahsına münhasır rehberlik metotlarını duymayan
kalmadı. Eğer hâlen duymayan varsa; Google’a “Ukrayna Kiev Turist
Rehberi” yazmak, bu işteki doğal kabiliyetimizi ve yaratıcılığımızı
keşfetmeniz için yeterli olacaktır!
Aynı başarıyı uzayda da
sürdürmek, rehber kardeşlerimiz için çocuk oyuncağı olacaktır. Çok yakın
bir gelecekte, Virgin şirketinin düzenleyeceği uzay gezilerinden;
ellerinde kilimler, kafalarında fesler ve üzerlerinde “I kiss space”
yazan tişörtlerle güllü lokum yiyerek dönen uzay gezginleri görürseniz,
sonunda Türkler bu işe girmiş demektir!

VÜCUT YEDEK PARÇASI VE ORGAN İMALATÇILIĞI:
Biraz
riskli olmakla birlikte, milletçe başarılı olabileceğimiz bir başka iş
alanından bahsedeceğiz şimdi. Bu işi, kişinin genetik özellikleri baz
alınarak, vücut parçalarının ve organlarının özel olarak üretilmesi
şeklinde özetleyebiliriz. Fikir olarak, tıp bilimini destekleyecek ve
son derece yüce bir amaca hizmet edecek mükemmel bir fi kir gibi
duruyor. Ama insan vücudunun ticaretinin yapılması ve “imalat”
kelimesiyle birlikte anılması, insanı korkutmuyor da değil.
Kalp,
beyin, ciğer gibi organlarımızı değiştirebilme, keyfi mize göre yeniden
tasarlayıp yaptırabilme şansımızın olduğunu düşününce, sizlere
soruyorum: Türk erkekleri olarak, en çok sipariş verilecek organ hangisi
olurdu? Cevaplarınızdan utanın; halı sahalardaki performansımızı daha
da artırabilmek için daha büyük dalak siparişleri verirdik, gayet tabii
ki!

RÜYA TASARLAYICILIĞI:
Planlanan gelişime
göre, yaklaşık 100 yıl içinde, beynin rüya ile ilgilenen müdürlüklerinde
de sözümüz dinlenir olacak; yani ileride, beynin seçtiği değil, kendi
tasarladığımız rüyaları görebileceğiz.
1980’li yıllarda kasetlerin
moda olduğu dönemi, “kaset çektirme” eylemini ve kaset çektirmek için
saatlerce sıra bekleyişlerimizi hatırlayın lütfen! İşte, buna benzer
şekilde, rüya kasetleri çektirip istediğimiz rüyaları görebileceğiz.
İddia ediyorum; rüyalarımızı şekillendirebildiğimiz gün, uyanık bir
insan evladı kalmaz!

İNTERNET EMLAKÇILIĞI:
2000’li
yılların başında denenmiş olsa da pek başarılı olamamış; ama İnternet
kurallarının zamanla oturmasıyla birlikte yeniden gelişmesi beklenen bir
iştir bu. İşin esasını, web adlarının önceden satın alınıp belirli fi
yatlarla ilgilenenlere satılması oluşturuyor.
Ülkemizdeki işleyiş
ise, biraz farklı; “com. tr” uzantısını, sadece şirket adının tescilli
sahipleri alabiliyor ve jenerik isimleri almak, gerçekten çok zor. Ama
“.com” uzantılı küresel adlar için böyle bir şart, tabii ki yok. Mesela
işin ciddiyetini ve büyüklüğünü daha iyi anlatabilmek için, insure .com
adresinin 16 milyon dolara satıldığını hatırlamak gerekir.. Kaynak: Esquire
Sercan Usta
Sercan Usta
Administratör
Administratör

Mesaj Sayısı : 222
Kayıt tarihi : 26/08/10
Yaş : 34
Nerden : İstanbuL

http://sercanustq.tr.gg/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz